Güneş Sistemi Gezegenlerinin Yörünge Sapmaları Üzerine Yapılan Araştırmalar

Güneş Sistemi’nin oluşumuna dair teoriler, gezegenlerin başlangıçta mükemmel dairesel yörüngelerde hareket ettiğini ve neredeyse aynı düzlemde bulunduğunu öne sürüyor. Ancak günümüzde gezegenlerin yörüngelerinde hafif sapmaların mevcut olduğu biliniyor ve bu durum bilim insanlarını meraklandırıyor.

Araştırmacılar, bu sapmaların neden kaynaklandığı konusunda 4 milyar yıl önce meydana gelen bir olaya dikkat çekiyor. Gizemli bir kozmik cismin, Güneş Sistemi’ne yakın geçerek dev gezegenlerin yörünge düzenini etkileyecek kadar güçlü bir etkileşim yarattığına inanılıyor.

Çeşitli bilgisayar simülasyonlarıyla yapılan araştırmalar, Jüpiter’den sekiz kat daha büyük bir cismin Güneş’e Mars kadar yakın bir mesafeden geçtiğini ortaya koyuyor. Bu cismin, Güneş’e 1.69 astronomik birim kadar yaklaşmış olabileceği düşünülüyor. Bu tür olayların evrende nadir olmadığı ve Güneş benzeri yıldızların çoğunlukla açık yıldız kümelerinde oluştuğu belirtiliyor.

Gezegenlerin Yörünge Sapmaları

Hakim teoriye göre, gezegenler Güneş’in etrafında mükemmel dairelerde hareket etmeliydi. Ancak bugün, gezegenler arasındaki düzlemlerde belirgin farklılıklar bulunmaktadır. Bu sapmalar özellikle Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün gibi dev gezegenler söz konusu olduğunda daha belirgindir.

Araştırmacılar, dev gezegenlerin yörüngelerindeki bu sapmaları açıklamak için çeşitli hipotezler öne sürmüş olsalar da, bazı detaylarla uyumlu değillerdir.

İç Güneş Sistemi ve Karasal Gezegenler

Araştırmalar, dev gezegenlerin bugünkü yörüngelerini yeniden oluşturabilecek senaryoları belirlemiştir. Bu senaryolara göre, cismin Uranüs’ün yörüngesinden geçtiği ve hatta bazı durumlarda Merkür’ün yörünge düzleminden bile geçtiği gözlemlenmiştir. Karasal gezegenler de dahil edildiğinde, elde edilen yörünge senaryoları, bugün gözlemlenen düzene oldukça yakın olmaktadır.

Çalışma, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’ün yörüngelerinin tek bir olaydan kaynaklanabileceğini öne sürmektedir. Bu olayın gerçekleşme olasılığı düşük olsa da imkansız olarak görülmemektedir.